Futbol yorumcusu Gürcan Bilgiç, Fenerbahçe’nin Ziraat Türkiye Kupası’nda Başakşehir’e 2-1’lik elendiği karşılaşmayı A Spor’da değerlendirdi
Klasik bir eleme maçıydı. İki teknik direktör de topu verince arkasına geçme planları yapmıştı. İki hoca da mecburi değişiklikler yaptı, biraz nefes aldırmaları lazımdı oyunculara.
Fenerbahçe için mağlup olmak iyi olmadı. Gelen tepkiye bakınca, Erol Bulut falan, bunları geçeceksin. Umarım bugüne kadar Fenerbahçe’yi sosyal medya ile yöneten yönetim, bu tip dengesizliklere kapılmaz. BU maçın faturasını Erol Bulut’a çıkarmam, fatura oyuncularındır. Harun’undur, Sosa’nındır, kırmızı gören Lemos’undur.
Planlar yaparsınız, içinde sapmalar olur, bazılarını tolare edersiniz ancak rakibin hata yapacağını beklediğiniz bir denge maçı bu. Başakşehir de aynı şekilde.
Ben olsam, bu maça Altay ile çıkardım. Harun’un nasıl bir kaleci olduğunu antrenmanlarda görmesi lazımdı Erol hocanın. Güven endeksi düşük bir oyuncu. Kurtarış sayısı 7 ama, kurtarışı 7 olan oyuncu nasıl takımı yakar, gösterdi.
7 rotasyon yapıyorsun, elimde Mesut var, 2. yarı oynatırım diyorsun, Mesut 80 dakika oynuyor. 45 dakikalık kondisyonu var diyorsun, maç uzadı, neredeyse 1 maç oynadı.
Erol Bulut’un herkesle birlikte oturup, tartışıp bir proje hazırladığını ama son kararın kendisi tarafından verildiğini düşünüyorum. Ortak bir üretim yapılıyor ancak tokmak Erol Bulut’un elinde. Elbette oturup, tartışıp, birlikte verilen kararlar vardır ama sorumluluk Erol Bulut’a yazar. Galibiyette ‘Bravo hoca’ dersek, yenilince de onu eleştireceğiz.
Bugünün dedikodusu ‘Erol Bulut gönderiliyor, yerine Daum geliyor’du. İnanılmasın, öyle bir şey yok. Sezon bitti, Erol Bulut gelsin diye ortalık yandı. Aynı insanlar, bugün Erol Bulut gitsin diyorlar. Erol Bulut da kendi adına ders almalı. ‘Git, istifa et’ demek, aslında bırak, git demek değildir.